Merhaba Değerli Okurlarım, 

Bu yazıma 'Mutluluk Nedir?' sorusunun cevabını bulmak için yapılmış bir araştırmayla başlamak istiyorum. 

"Harvard Üniversitesi 75 yıl, yani yaklaşık bir ömür, süren ‘Mutluluk Nedir?’ araştırmasını 2014 yılında sonlardırdı. Peki, bu 'Mutluluğun Keşfi' için neden bu kadar uzun süreli bir araştırma yapıldı dersiniz?

İnsanlar, hayatları boyunca gittikleri her yolda, kurdukları her hayalde, yaptıkları çoğu eylemlerinde özünde mutluluk arayışında olduklarından belki de. Kurduğumuz çoğu hayali aslında bizi çok mutlu edeceğini düşündüğümüz için kuruyoruz. 

'Grant and Glueck Study' ismiyle anılan bu çalışma aslında iki araştırmanın birleşiminden oluşuyor. 'Grant Araştırması' kapsamında 1939-2014 yılları arasında Boston’da büyüyen 456 düşük gelirli erkek incelendi. 'Glueck Araştırması' kapsamında ise 1939-1944 yılları arasında Harvard’da okuyan ve mezun olan 268 erkek ve yakınları incelenmiş, sonuca göre:

'Ne kadar para kazandığınız, ne kadar takipçinizin, hayranınızın olduğu, ne kadar büyük şirketlerde çalıştığınız ya da ne kadar aşık olduğunuz değil. Yapılan bu araştırma, hayatta güvenebileceğiniz, kendinizi teslim edebileceğiniz insanlara sahip olmanın sinir sistemini rahatlattığını, beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasına yardımcı olduğunu, duygusal ve fiziksel acıları dindirdiğini gösteriyor. Hayatınızda her ne alan olursa olsun, ilişkilerinizin "derinliği ve gerçekliği" önem arz ediyor.

Waldinger ayrıca ”Önemli olan kaç tane arkadaşınızın olduğu, duygusal bir ilişkinizin olup olmadığı değil. Önemli olan yakın ilişkilerinizin kalitesi” diyor. Büyük bir arkadaş grubunuzun olması, her hafta sonu dışarıya çıkıyor olmanız veya mükemmel bir romantik ilişkinizin olması önemli değil.

Önemli olan bu ilişkilerinizin kalitesi, ne kadar derin olduğu, bir şeyler paylaşırken kendinizi ne kadar güvende hissettiğiniz, karşınızdakinin gerçekten kim olduğunu ve onun size gerçekten kim olduğunuzu gösterip gösterememesi.

Mutluluğun adı her birey için değişik karşılıklar bulabilir. Ancak genellikle insanlar para, başarı, şöhret, aşk, aile veya bağ kurma, sağlık gibi konularla mutluluğu bağdaştırıyor.

Araştırmalara göre birçok genç, zenginlik ve şöhretin mutlu bir hayatın anahtarı olduğunu düşünüyor. Harvard Üniversitesi tarafından yapılan uzun soluklu bu çalışma da uzun ve mutlu bir hayatın sırrının kazanılan para veya elde edilen şöhretle ilgisi olmadığını gösteriyor. Sağlıklı ve mutlu bir ömrün sırrı; aileniz, arkadaşlarınız ve eşinizle olan ilişkinizin sağlamlığına dayanıyor. Sağlıklı ve gerçek insan ilişkilerine.."

-Kaynak: Over nearly 80 years, Harvard study has been showing how to live a healthy and happy life. New York Times-

Mutluluk nedir o zaman...? Mutlu olmak; iyi ki doğdum, iyi ki yaşıyorum, iyi ki insanım, iyi ki bu güzellikleri görebiliyorum diyerek mutlu olmaya karar vermekle başlar. Hayat bizi mutlu etme peşinde koşmaz. Ne doğan güneş, ne geceleri gökyüzünde parlayan ay ve yıldızlar, ne yağmur, ne kar... 'Biz buradayız ister mutlu ol ister mutsuz, ister sevin ister üzül...' derler. Kimi bu güzelliklere bakarak yalnızlığını, çaresizliğini, zayıflığını ve herşeyin bir gün biteceğini, dünyanın sonunun geleceğini ve herkesin yaptıklarının karşılığını alacağına inanarak mutlu olur. 

Mutluluk; bazen bir telefonun çalması, sevdiğimiz birine heyecanla telefon açmak ve karşınızdakiyle gülümseyerek konuşmaktır. Bir çift tatlı sözdür, yumuşacık bir dokunuştur, sevmektir, sevilmektir. Etrafa saçılan bir tebessümdür.

Mutluluk elimizde olanlara şükretmek, olmayanlar için ise hayırlısı deyip üzülmemektir. Bizden daha iyi durumda olanı değil bizden daha zor durumda olanları düşünmek ve el uzatıp yardımına koşmaktır. 

Mutluluk, güneşin doğuşunu ve batışını izlemek ya da gece yıldızları seyretmek ve temiz havayı ciğerlerimize kadar çekip bırakmaktır. Bir bitkiyi gördüğümüzde ona tebessüm etmek, onu sevmek, koklamaktır. Yağmurlu bir havada yürümek, hafif ıslanmak, yağmur sonrası ıslanmış toprağın kokusunu mutluluğun ta kendisidir.

Mutluluk bir yerde bakış açımız aslında siyahtan çok beyazı görmek olaylara negatif değil pozitif bakmaktır. Hayatta önüne çıkan engelleri sabırla aşmak... İnsanlığa yararlı projeler üretmek, bilim ve sanat alanında eserler vermek, yücelikleri düşünmek ve karanlıkta kalmayarak insanlara yardımcı olmaktır. 'Doğru olanları yaptım' diyebilmek, bunun cevabını kula değil yüreğine sorabilmektir. 

İnsanlara, mutluluğun nesneler dünyasında olduğu gösterilir. Mutluluk, hayatın içindedir ve dağıtımı yapılmaz. Yalnızca, maddelere bağlı mutluluklar, gelip geçicidir. Sadece bir gurubun değil bütün insanlığın insanca yaşaması mutlu olmanın kapısını aralar. Ürettikçe ve paylaştıkça mutluluğu çoğaltarak, insanın yaşadıkça memnun olması kendisi için değil, kendisinden sonraki gelecek nesiller için dürüstçe çalışabilmesidir. Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın kişilere ya da eşyalara değil.  

"Eğer bir kalbi kırılmaktan kurtarabilirsem,
Boş yere yaşamamış olacağım.
Eğer bir hayatı acıdan kurtarabilirsem yada bir sızıyı yatıştırabilirsem ve şayet baygın düşmüş bir nâr bülbülünü yuvasına götürebilirsem. 
Boş yere yaşamamış olacağım." der yazarımız...

Mutlulukla kalın...