Bir Etkinlik de, Mainz Başkonsolosu Aydan Yamancan hanımefendi ile tanıştım, kendilerinin yakında Mainz Gutunberg matbaa müzesinde , müze ile konsolosluk ortak bir etkinlik yapacaklarını , Turkiye’den sanatçıların geleceğini onlarla tanışmamı tavsiye etmişlerdi. O gün geldiğinde müzeye gittim , o sırada Başkonsolosumuz Aydan Yamancan hanımefendi oradaydaymis, beni Turkiye’den gelen sanatçılarla tanıştırdı. Çok değerli tezhip sanatçısı Münevver üçer ve eşi Kaya Bey ve Ebru sanatçısı Ahmet Çoktan beyle tanıştık, onlarla biraz sohbet ettik.Ben Ahmet Çoktan hocamın yanında o gün seyrettim . Bazı proplemlerimi ona sordum, sağ olsun cevap verdi , o günü öyle bitirdik . Bu arada konsoloslukta orada görevli birisi beni Mainz Gutunberg matbaa müzesi müdürüyle tanıştırdı, Ben Mainz'de ikamet ettiğimi ve Ebru sanatını icra ettiğimi söylediğimde, - bu çok güzel, bizim müzemizde bir program dahilinde her üç ayda bir, iki gün siz Ebru sanatını burada gösterebilirsiniz . Böylece bir taşla iki kuş vurmuş olduk, ben Türkiye’den gelen sanatçılarla tanışmaya gitmiştim, müze müdürü Eisberg bana supriz yaptı. Üç sene Mainz Gutenberg matbaa müzesinde her üç ayda bir iki günlük, bana gösterdikleri şark köşesine yakın bir yerde gelen ziyaretçilere Ebru sanatını tanıtma fırsatım oldu . Müzeye dünyanın her tarafından ziyaretçiler geliyordu ,okullardan , firmalardan veya diğer kanallardan gruplar halinde ziyaretçiler geliyordu. Almanya’dan gelenlerden veya Almanca bilenlerle dil sorunumuz olmuyordu ,diğer memleketlerden gelenler bazen bir kac kelime ingilizce kelimelerle ve uygulamalı gösterdiğim için bu şekilde anlatabiliyordum, bazen grupları gezdiren rehberlerden yardım istiyerek soranların sorularına cevap veriyordum . Bir gün bir Alman grup geldi , konuşmasından Bayern bölgesinden olduğunu tahmin ettiğim bir Alman , bu sanatın adı ne? Dedi, Ebru sanatı, suyu sordu, boyaları sordu , hepsinin cevabını aldıktan sonra şöyle bir itirafta bulundu , - hımm, şimdi anladım arkadaşımın hediyesinin değerini dedi ve ilave etti, Bir Türk arkadaşım benim doğum günümde böyle bir Ebru tablosunu hediye getirmiş, o bana biraz bahsetmişti ,ama yapılışını ,tekniğini ve malzemelerinin ne olduğunu bilmiyordum , şimdi gördüm ki gerçekten bana çok değerli bir hediye getirmiş. Arkadaşıma şimdi yeniden teşekkür etmem lazım dedi. Burada ben şunu bir kez daha gördüm ki buna benzer şimdiye kadar Almanlarla yaşadığım çok farklı diyaloglarda , Almanya’da yaşayan biz Türkler kültürümüzü yeterince anlatamadığımızdan, ( tanıtım faaliyetlerimiz var ama yeterli değil, ) bizi hala yeterince tanımadıkları için farklı gözle bakıyorlar . Şu sözleri çok önemsiyorum, insanlar ebru sanatını gösterdiğimde bir çok Alman " bunu sen mi buldun? Ben hiç böyle bir şey görmedim, ilk defa görüyorum " dediklerinde bu sanat geleneksel bir Türk sanatı beş altı asırdır, Türkler bu sanatı icra ediyorlar dediğimde . " yaa öyle mi ! , ben ilk defa görüyorum " diyerek hayranlıklarını dile getiriyorlar ve bir çokları takdir ediyorlar.

Orhan Erdoğan