Bu gün Frankfurt'ta gençlerle Ebru Workshops programı kapsamında beraber çalıştık. Bu programı organize eden Frankfurt Merkez Cami Din Görevlileri Hatice ve Hüseyin Ali Dindar Hocalarıma teşekkür ederim.

Böyle programlarımız ilk değil, inşallah son da olmayacak,

katılımcıların hepsi üniversite öğrencilerinden oluşuyordu .

Hepsi heyecanlıydı, bu heyecan geleneksel ebru sanatımızı ilk defa yakından tanıma ve bire bir yapmanın mutluluğunu gözlerindeki sevinç çığlıklarını görebiliyordum.

İnsan bazen o günün şartları dolayısıyla gelecekte neler olacağını ön göremiyor.

O zamanki konjonktür gereği Almanya’da fazla kalmak gibi bir niyetimiz olmadığı için, sadece biraz maddiyat ihtiyacımızı karşılayıp memleketimize dönmekti, evet birinci kuşağın kahir ekseriyeti böyle düşünüyor buna göre planlar yapıyorduk.

Ben de kendimi o zaman böyle düşünenler kategorisinin içine koyuyorum . Düşünce böyle olunca, çoğunluğumuz sosyal aktivitilerde , sosyalleşmede çok gerilerde durduk, eğitim seviyesinden dolayı sosyal hizmetlere, aktivitelerde fazla katılım sağlayamadık, bir iş yeri işçi temsilcisini seçimine dahi fazla ilgi göstermedik, Türk toplumu olarak ne kadar çoğunlukta olsak da fazla etkimiz yoktu.

Bir de baktık ki, geçici olarak geldiğimiz Almanya’da yarım asırdan fazla kaldık, o Türkiye'ye dönme hayalimizi bir çoklarımız uçağın koltuğunda gelmişken ,şimdi uçağın kuyruğunda dönmeye başladı.

Evet insanoğlu hata yapabilir dün öyle icap ettiği için o şekilde hareket etme durumunda kalındı.

Önemli olan dün yaptığımız o hatalardan ders alarak bundan sonra ne yapmamız gerekiyor, artık planlarımızı ona göre yapmalıyız..

Zaman içinde Almanya’da kalıcı olduğumuzu anlamaya başlayınca ihtiyaçtan dolayı camiler yapılıp ,dernekleşmeler çoğalmaya başlandı. Buna birinci ve ikinci kuşaklar maddiyatı hiç düşünmeden yardım ettiler.

Birinci nesil Türkiye’de aldığı kültürün etkisiyle çoğunluk kendini koruyabildi.

bundan sonra yeni kuşaklara kültürümüzü örf ve adetlerimizi öğretmeliyiz, göstermeliyiz bütün olanaklarımızı bu nesillerin bilinçli birer birey olmaları için enerjimizi, bu günün çocukları yarının büyükleri olacak insanımıza harcamalıyız .

Şunu unutmayalım, Almanya’da evimizin kapısından dışarıya adımızı attığımızda zaten Alman kültürünün içindeyiz.

Almanların bizim kültürümüzü öğretme gibi bir çabaları zaten olmadığına göre , bundan sonra derneklerimizin programlarına daha çok kültürel faaliyetler eklemeli veya daha fazla yer vermelidir.

Ebru kursuna katılan bazı genç katılımcıların süper Almanca konuşmaları. Türkçe’de, konuşmada ve anlamada ise çok zorlandığını gördüm .

Anadili konusu çok önemli, Almanya’da yaşayan Türk Aileler olarak çocuklarımızla evde Türkçe konuşarak,Türkçe konuşmalarını, öğrenmelerini, imkanlar dahilinde kültürel faaliyetlere katılım sağlayarak bilinçli bireyler olmaları için çaba sarf edelim.