Bugün, sayısız zaferlere imza atan, Aziz Türk Milletinin tarihi seyrinde çok önemli, iki büyük zaferi bünyesinde barındıran Zafer Haftasına girmiş bulunmaktayız. Bu iki zaferden birincisi 1071 yılında Anadolu’nun kapılarını Türklere açan ve Anadolu’yu Türk yurdu haline getiren Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan komutasında kazılan Malazgirt Meydan Muharebesi, ikincisi ise Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk komutasında Kurtuluş Savaşımızı zaferle taçlandıran Büyük Taarruz’dur.
Orta Asya’dan yola çıkarak Batıya doğru ilerleyen Türk Boyları, değişik coğrafyalarda bir çok bağımsız devlet kurmuş, bu süreçte zorlu mücadeleler vermiştir. Şüphesiz tarih boyunca kurulan Türk Devletlerinin en önemlilerinden birisi de Büyük Selçuklu Devletidir. Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan’ın, 26 Ağustos 1071 günü kılınan Cuma namazı sonrası Malazgirt Savaşını başlatırken askerlerine hitaben söylediği:” Askerlerim! Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun. O zaman ruhum göklere çıkacaktır.” Sözü Allah ve vatan yolunda ölmekten korkmayıp, aksine şehadeti şereflerin en yücesi olarak gören bir millet olduğumuzun göstergesidir. Sultan Alparslan ve askerleri bu gazâ anlayışıyla sayıca kendilerinden çok daha fazla olan Bizans ordusunu hezimete uğratarak Türklere Anadolu’nun kapılarını açmışlardır.
Türkler, Malazgirt zaferi sonrasında Anadolu’nun dört bir yanına dağılarak buralara yerleşmişler, şehirleri talan etmeden, vatandaşları katletmeden ve baskı altında tutmadan Anadolu’yu hızla imar etmişlerdir. İşte bizi sömürgeci, emperyalist devletlerden ayıran en önemli özellik de budur. Biz Türkler, savaşta orduları hezimete uğratmış olsak da vatandaşlara ve şehirlere zarar vermemişizdir.
1071 Malazgirt Zaferinin ardından Anadolu’da kurulan Anadolu Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti de aynı anlayışla çok geniş coğrafyalara hakim olmuşlar, hakimiyetleri altındaki vatandaşlara baskı ve zulüm yapmamışlardır. 20. yy başlarında I.Dünya Savaşına katılan ve yenilen Osmanlı Devletinin imzalamak zorunda kaldığı Mondros Ateşkes Antlaşmasının ardından, 1071’de girdiğimiz ve yurt edindiğimiz Anadolu’muzun çeşitli bölgeleri çeşitli devletler tarafından işgal edilmiştir. Elbette Türk Milleti işgalleri sindirememiş, işgal altındaki her karış toprakta düşmana karşı şanlı mücadeleler vermiştir. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde destansı bir şekilde sürdürülen Kurtuluş Mücadelemizin son aşamasında düşmanı top yekün topraklarımızdan atmak ve zafere ulaşmak amacıyla 26 Ağustos 1922’de başlatılan Büyük Taarruz, 30 Ağustos 1922 günü kazanılan Başkomutan Meydan Muharebesiyle taçlanmıştır. İşte bu büyük zafer Anadolu’nun ebediyen Türk yurdu kalacağını tüm dünyaya gösteren çok önemli bir zaferdir.
Tüm olumsuzluklar ve imkansızlıklara rağmen bağımsızlığı söz konusu olduğunda en güçlü ve en donanımlı ordulara karşı bile diz çöktürebildiğini tüm dünyaya gösteren Kurtuluş Savaşımızın ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmuş olsa da emperyalist güçlerin ülkemiz üzerindeki emelleri ve bizi yok etmek için düzenledikleri sinsice planları bitmek bilmemiştir. 29 Ekim 1923’ten bugüne kadar bir çok sorunla mücadele eden, bir çok badireler atlatan bu Aziz Millet, son olarak 15 Temmuz darbe girişiminde Devletine, vatanına ve benliğine sahip çıkmış, tankların önüne kendini siper ederek bu hain darbe girimini engellemekle milletimizin imanla perçimlenen gücünü bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir.
Türk Milleti üzerinde, oynadıkları bunca oyunun tamamında hezimete uğramalarına rağmen ders almayan bu emperyalist güçler şu anda da ülkemize karşı ekonomik bir savaş açmış durumdadırlar. Ancak, Allahın izniyle, bu Aziz Milletin birlik ve beraberlik ruhu bu savaştan da büyük bir zaferle ayrılmamızı sağlayacak, kaybeden onlar olacaktır. Vatan için canını seve seve veren bu Millet, öyle dolar manipülasyonlarıyla, ekonomik oyunlarla pes edecek bir millet değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi ne yaparlarsa yapsınlar bu Millete diz çöktürmeyi başaramayacaklar. Onlar, sinsi planlar yaptıkça, içimizdeki hainleri satın aldıkça bizler daha sıkı birbirimize kenetleneceğiz ve el birliğiyle, iş birliğiyle, gönül biriliğiyle ülkemizin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine emin adımlarla ilerleyeceğiz.
Bu vesileyle, başta Sultan Alparslan ve Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu vatanın bizlere yurt edinilmesinde ve istiklalimizin devamının sağlanmasında emeği geçen tüm şehitlerimize ve gazilerimize şükranlarımı sunuyor, Milletimizin 26 Ağustos Malazgirt Zaferini ve 26 Ağustos Zafer Haftasını tebrik ediyorum.
Kaynak:Uşak Valiliği Web Sitesi
