Kurban Bayramı Kutlamaları
UŞAK SERAMİK SAN. A.Ş.
ÖZ Hanedan Pide ve Kebap Salonu ÖZ Hanedan Pide ve Kebap Salonu
UŞAK SERAMİK SAN. A.Ş.
Venöz Yetmezlik Tedavisinde Siyanoakrilat Ablasyon (Yapıştırıcı ile varis tedavisi)
Doç. Dr. A. Barış DURUKAN

Venöz Yetmezlik Tedavisinde Siyanoakrilat Ablasyon (Yapıştırıcı ile varis tedavisi)

Bu içerik 1288 kez okundu.
Reklam

 Kronik venöz yetmezlik toplumda değişik veriler bulunmakla birlikte, kabaca her 3 kişiden 1 yada 2 sini etkilemektedir. Hastalar her ne kadar sıklıkla kozmetik amaçlı, büyük yada küçük görünür varisler sebebi ile başvursalar da, genellikle eşlik eden ağrı (bacakta ağırlık hissi, yada bacağı kütük gibi hissetme), şişlik, yanma/batma/karıncalanma ve gece krampları gibi şikayetler de mevcuttur. Kronik venöz yetmezlik kozmetik, semptomatik yakınmalar haricinde orta-uzun vadede hayat kalitesini çok düşürmekte ve kalıcı cilt değişikliklerinden, mükerrer ve tedavisi zor bacakta yara açılması ile seyreden ciddi komplikasyonlara neden olmaktadır. Bu sebepledir ki, hastalarda 1 den 6'ya kadar bir evreleme sistemi geliştirilmiş ve uzun dönem komplikasyonlardan kaçınmak için erken dönemde tedavi başlanması önerilmiştir.

 Kronik venöz yetmezlik cerrahi tedavisi son 60 yıldır yapılmakla beraber, 2000'li yılların başından itibaren çok sofistike yöntemler geliştirilmiştir.

Konvansiyonel cerrahi, ayak bileği ve kasıktan yapılan küçük insizyonlar ile ana yüzeyel toplar damar olan safen venin bulunmasını ve özel bir tel yardımı ile çıkarılmasını sağlar. Günümüzde geçerliliğini yitirmiş olsa da halen seçilmiş vakalarda kullanılmaktadır.

Lazer/Radyofrekans yöntemleri, safen venin ultrasonografi eşliğinde kanüle edilerek içine bir katater yerleştirilmesi ve bu katater ucundan lazer yada radyofrekans enerjisi ile damarın içten üretilen ısı enerjisi ile yakılması sonucu damarın kapanmasını amaçlamaktadır. Ortaya çıkan ısı enerjisinin çevre dokulara hasar vermesini engellemek amaçlı, damarın etrafına soğuk ve ilaçlı sıvı enjeksiyonu yapılmakta, bu sebeple spinal (belden iğne) yada genel anestezi ihtiyacı olmaktadır. Bu durum

ameliyat sonrası ağrıya ve oluşan ısı enerjisi sonucu çevre dokularda (örneğin sinir arazı) hasara sebep olmaktadır. Cerrahi sonrası ağrı konvansiyonel cerrahiden daha az olmaktadır. Cerrahi sonrası varis çorabı tedavisi gerekldir.

Siyanoakrilat ablasyon/enjeksiyon tedavisi, lazer/radyofrekansa benzer şekilde safen venin ultrasonografi eşliğinde kanüle edilmesi, bir kateter yerleştirilmesi, ancak farkı olarak bu kateterden siyanoakrilat enjekte edilmesi prensibine dayanmaktadır. Siyanoakrilat vücuttaki damar balonlaşması, atar damar-toplar damar arası iştirak vs. gibi durumlarda kullanılan bir çeşit doku yapıştırıcısıdır. Damar içine verildiğinde hızlı bir reaksiyona girerek katılaşmakta ve damarı bu şekilde kapatmaktadır. Diğer yöntemler gibi ısı enerjisi üretilmediğinden çevre dokularda hasar oluşmamakta ve çevre dokuları korumak amaçlı enjeksiyon ihtiyacı olmamaktadır. Dolayısıyla anestezi gereksinimi yoktur ve ameliyat sonrası ağrı oluşmamaktadır. Ameliyathane şartlarında, lokal anestezi ile yapılabilmektedir. Yine diğer yöntemlere üstün olarak varis çorabı ihtiyacı yoktur.

Sonuç olarak daha güncel ve basit olan siyanoakrilat enjeksiyon yöntemi, anestezi gereksinimi olmaması, ameliyat sonrası ağrı ve çevre doku hasarı oluşturmaması ve en önemlisi varis çorabı gereksinimi olmaması sebebiyle güvenilir ve konforlu bir yöntemdir. Hastalar bir gün sonrasında bile işe başlayabilmekte ve şikayetlerinden kurtulmaktadır.  

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Banazda Kuzu Kokoreç Yalçın  Kokreçte Yenir
Banazda Kuzu Kokoreç Yalçın Kokreçte Yenir
Tarihi Eser Kaçakçıları'na Uşak Jandarmasından Operasyon
Tarihi Eser Kaçakçıları'na Uşak Jandarmasından Operasyon