Kurban Bayramı Kutlamaları
UŞAK SERAMİK SAN. A.Ş.
ÖZ Hanedan Pide ve Kebap Salonu ÖZ Hanedan Pide ve Kebap Salonu
UŞAK SERAMİK SAN. A.Ş.
Eşme’de Şehit Olan Milli Mücadele Kahramanı   Ali Bey
Dr. Burhanettin ŞENLİ

Eşme’de Şehit Olan Milli Mücadele Kahramanı Ali Bey

Bu içerik 3438 kez okundu.
Reklam

Yunanlıların İzmir ve Ege bölgesini işgal etmeleri üzerine, diğer hatlarda olduğu gibi İzmir-Afyon Demiryolu hattını da Yunanlılar kendi kontrolleri altına almışlardır. Batı Anadolu’ya kadar işgal ettikleri bölgelerdeki orduların asker, cephane ve mühimmat ihtiyaçlarının sevkiyatını tren ulaşımıyla yapıyorlardı.

Düşmanın lojistik desteğini bu hatlar üzerinden sağlandığı bilindiğinden, bu bölge üzerindeki köprü ve tünelleri tahrip etmek için sayısız akınlar düzenlenmiştir. Yunan askerleri bu baskınlardan dolayı köprü ve tünelleri çok sıkı bir korumaya almış, ama bölgenin çok dağlık oluşu, köprü ve tünellerin geniş bir alana yayılmış olması, her iki taraf içinde hayati önem taşıması, baskınları engelleyememiştir.

Kurtuluş Savaşı hatıraları arasında unutulan bir olay da, birinci fırkanın Elvanlar İstasyonuna topçu, süvari ve piyadeden oluşan büyük bir kuvvetle olumlu bir saldırı icra etmesidir. Bu saldırıyı süvarilerden oluşan Vardar akıncı müfrezesi gerçekleştirmiştir. Düşman gerilerine sarkmak maksadıyla yapılan bu harekatta dördüncü akıncı (Yenice-i Vardar) müfrezesi kumandanı Ali Bey şehit düşmüş ve gösterdiği cesaretle bir hatıra bırakmıştır.

Şehit Ali Bey’in ataları Konya civarından Balkanlara göç etmiş. Sonunda Selanik’in Yenice-i Vardar Nahiyesine yerleşmiştir. Daha sonra aile Balkan savaşlarında Balıkesir’e göç etmiştir. Ailede bildiğimiz iki asker vardır. Derviş Paşa ve Şehit Ali Bey.

 Şehit  Ali Bey Mekke'de Sıhhiye veznedarı iken kardeşi şükrü Bey'de yanına askerlik hizmetini yapmak üzere gelmiştir. Şehit Ali Bey ve kardeşi Şükrü Bey Mekke’de askerlik hizmetini yaparken esir düşmüştür. Ayrıca Ağabeyleri Derviş Paşa'da Esir düşmüştür. İlginçtir aynı çileyi yanına ziyarete gelen Annesi Sıdıka Hanım ve kız kardeşi Nusret hanımlar da yaşamış onlarda esir düşmüştür. Ailesi esaretten kurtulduktan sonra Balıkesir’e, Anzavur’un takibine gitmiş olan Ali Bey, Yunan ileri harekatı esnasında teşkil ettiği Vardar müfrezesi ile Yenişehir civarında Barçın mevkiinde bulunan Yunan kuvvetlerine hatırı sayılır bir darbe indirmiş ve bunun  ödülü olarak Muvazzaf Süvari Mülazımlığı (Teğmen) rütbesine yükseltilmiştir.

Birinci ve İkinci İnönü harplerinden evvel kumanda ettiği beyaz serpuşlu (şapkalı) müfreze ile düşmana büyük bir korku veren Ali Bey Birinci Süvari fırkasıyla birlikte Birinci ve İkinci İnönü harplerinde sağ cenahda (yanda) muhabereye girişmiştir. İkinci İnönü’nün ateşli bir zamanında Kandilli Mevkiinde önemli bir keşif yaparak orduya kıymetli hizmetler yapmıştır. O cenahtaki kıtaya kumanda eden Rafet Paşa’nın takdirine mazhar olmuştur. Ayrıca Garp (Batı) cephesi komutanı İsmet Paşa'dan (İnönü) takdirname almıştır. İkinci İnönü’den sonra düzenlenen akıncı müfrezelerinden dördüncüsünde, eski müfrezesinde bulunan Ali Bey, yeğeni küçük Ali Bey’le birlikte en önemli baskınlar olan , Güneyköy, Kıranköy, baskınlarını yaptıktan sonra Yunan ileri hattının tam 120 kilometre gerisinde bulunan Elvanlar İstasyonuna meşhur hücumunu Temmuzun altıncı günü yapmıştır.

Dört misli büyüklükte düşman kuvveti önce bir yabancı ülke bayrağı çekerek orduyu tereddüde düşürmek istemiş ve sonra sahte teslim bayrağı çıkararak 25 metre kadar sokulmuş olan Büyük Ali Bey’i kalbinden vurmuştur. Dördüncü Akıncı Müfrezesi düşmana doksandan fazla zayiat verdirerek kumandanlarının şahadetinin intikamını almış ve bundan sonra geri dönmüştür.

Ali Bey’in şahadeti esnasında yanında bulunan ve yakın arkadaşı olan Akıncı Süvari Müfreze Kumandanı Yüzbaşı Abdurrahman Özgen Milli Mücadelede Türk Akıncıları adlı hatıralarını yazdığı kitapta Ali Bey’in şahadetinden şu şekilde bahsetmektedir:

“Aldığımız malumatlardan ve yapılan keşiflerden anlaşıldığına göre Yunanlıların Afyon bölgesine karşı trenler dolusu fazla miktarda cephane ve mühimmatı Afyon cephesini idare etmek için sevk ettikleri öğrenilmişti. Bu bölgede düşman gerilerine sarkarak yığınak yaptıkları mühimmat depolarını imha etmek maksadıyla 6–Temmuz–1921 günü bir baskın yapacaktık. Baskına; 14. süvari tümeni ile 1. süvari tümeni birlikte katılacaktı. Bu cephaneleri imha etmek için 14. süvari tümeninin 54.alayından 1.bölük ( benim bölüğüm), 1.süvari tümeninden 14.alay, 11. alay 3. alay dahil bütün birliklere harekat emri verilmişti 11.alay kumandanı (Yarbay) Hacı Remzi Bey olup 3.alay komutanı Şefik Bey ile birlikte harekatı idare edeceklerdi.

Baskın şu şekilde oluştu: Birlikler Simav istikametinde ilerlerken, ani bir emirle güneye doğru döndük. Kula’yı sağımızda, Uşak’ı solumuzda bırakarak düşmanın gerisine sarktık. Gediz nehrinin kenarına geldiğimiz vakit tümen kumandanı alay kumandanlarını toplayarak bir toplantı yaptı.

Tümenin vazifesi Elvanlar istasyonu ve sağındaki büyük köprü ile Eşme’nin ilerisindeki küçük köprüyü tahrip etmekti. Bunun için ben her hedefe bir alay göndermeyi düşünüyorum, siz ne dersiniz diyerek alay kumandanlarının fikrini sordu.

14. Alay Kumandanı Hacı Remzi Bey ile 11.Alay Kumandanı Kamil Bey bu teklifi muvafık(uygun) bularak kabul etmişlerdi. Yalnız 3.Alay Kumandanı Yüzbaşı Şerif Bey itirazda bulunmuştu itiraz şöyleydi:

Süvari birliklerinin toplu olarak harekete geçirilmesini ileri sürüyordu Kumandanlar bunu kabul etmiyordu. İlk verilen emir üzerine gece saat 12 de hareket edecek şekilde herkes yerlerini almış taarruz emri bekliyorlardı.

Bana da düşen vazife emrini almak için akıncı süvari kolu müfrezesi kumandanı olarak beni( Abdurrahman Bey’i) de çağırdılar. Tümen kumandanlarının yanına geldim. Bana şöyle bir teklif yaparak, alayla birlik de mi içeri girmek yani düşman gerisine sarkmak yoksa müfrezemle yalnız olarak mı girmek daha iyi ve daha kolay olacak? Diye sordular.

“Senin için hangisi uygun?” diye hem sordu hem de emir veriyordu. Bende cevaben “benim için hepsi birdir Paşam ölüm yorganda da var urganda da var. Biz bugünler için çarpıştık, yine de çarpışacağız. Ben yalnız gidersem daha iyi olur” dedim. Yapacağım hareketi fırka(Tümen) kumandanına izah ettim memnun kaldı”. İyi öyleyse hava kararınca müfrezeni al derenin içinden sessiz sedasız düşmanın gerisine sarkmaya bak. Mümkün olduğu kadarda cephaneliğe yakın gitmeye gayret ediniz” dedi.

Atların ayaklarına keçeler bağlayarak nal seslerini duyulmamasını sağladık. İcap eden tertibatı alır almaz, harekete geçtik. Cenab-ı Allah’a niyaz ederek yola koyulduk.

1. Bölük süngü taktı ve 50m. ye kadar yaklaştığı zaman düşmana hücum edeceği yerde düşmana ateş açtı. Düşman nöbetçileri geriye fırlayarak, derhal silahlanıp diğer arkadaşlarıyla birlikte mevzilere girerek bizim ateşimize karşılık verdi.

Dış kısımda olan alay ve bölükler çok yanlış bir hareket yaparak bizi düşman içinde yalnız bıraktılar. Az bir mukavemetten sonra da ricat etmişler. Tabi biz düşman içinde kalarak ölümle burun buruna geldik. Müfrezemde ki efrat(personel) telaşa düşmeye başladı. Şimdi ne olacak kumandanım diye sesleniyorlardı, arkadaşlara lazım gelen her şeyi anlattım.

Biz buraya geldik (Elvanlar) ,vazifemizi yapmak için bakalım şu cephanelik bize ne kadar yakındır. Bu çıkmazı belki de aşmamız imkansız olacak ama en azından buraya gelme sebebimiz olan şu cephaneliği ortadan kaldırmalıyız. Bu esnada arkadaşım Ali Bey (Şehit Ali Bey) söze karıştı.

“Abdurrahman Bey kardeşim dışarıdaki alay kumandanlarının bilhassa Şerif ismindeki yüzbaşının hatalı iş yapması yüzünden biz burada muhasarada kaldık. Öyle ya dediğiniz gibi belki de buradan çıkamayacağız. Bari burayı ateşleyip havaya uçuralım ondan sonra ölelim.” Dedi. Biz bunları görüşmekte iken birden bire gümbürtü koptu, baktığımızda cephaneliğin ateş alıp infilak ettiğini gördük. Mermiler patlıyor cehennem ateşinin içinde kalmış gibiydik Hasan onbaşıyı da ileride ki büyük köprünün ayaklarını havaya uçurmak üzere göndermiştim. Birinci infilaktan sonra ikinci infilak olmuştu. Bu da köprünün ayaklarını uçuran sesti.

Görevimizi yerine getirmiştik, artık buradan çıkmanın yollarını bulmalıydık. Emrimde seksen kişilik bir kuvvet var bunların hepsinin anası ve babası vardı, vatan müdafaası için gönüllü gelmişlerdi kendimden ziyade bu bana emanet edilen vatan evlatlarını düşünmeye başlamıştım. Akşam olmak üzereydi ama Allah’tan ki düşman yerimizi saptayamamıştı. Cephanelik nasıl uçuruldu, köprü nasıl tahrip edildi anlayamamışlardı. Yunanlılar telaşa kapılmış panik içinde sağa sola ateş ediyorlardı.

Gece yarısı olmuştu, biz hala buradan çıkmanın yolunu bulamadık sıkışıp kalmıştık. Bir ara saklandığımız dere yatağından çıkıp baktığımda, buraya geliş yolunda kullandığımız patika yolu gördüm. Arkadaşlarıma: “atlara binerek son süratle üzerlerine doğru hücum eder gibi hareket edeceğiz. Hücuma geçmeden evvel elimizde kalan birkaç tüfek bombası burada işimize çok yarayacaktır” dedim. Arkadaşlar at bin, kumandasını alınca elimizde ki tüfek bombalarını en fazla ateş eden tarafa atarak atlara binip kaçacağız dediğimiz gibi hareket ettik. Bombalar patlamaya başlayınca düşman ateşi biraz kesilir gibi oldu. Bizde atlara binerek son süratle canımızı kurtarmaya çalışıyorduk. Bu hengameden (kargaşadan) çıkarken birkaç arkadaşımızı kaybettik. Şehit düşenler arasında 11.süvari alay kumandanı Derviş Bey’in kardeşi ve benim yakın arkadaşım Ali Bey’de şehit olmuştu 9 Şehit ve 17 yaralı vermiştik ”.

Şehit Ali Bey’in vurulmasını ağabeyi Mehmet Derviş Paşa diğer kardeşi Şükrü Bey’e 7 Temmuz 1337 tarihli mektupla bildirmiştir. Bu mektubunda kardeşlerinin kahramanca düşmanla çarpışırken göğsünden aldığı yara ile şehit düştüğünü ve böyle bir kahraman kardeşe sahip olmalarının kendileri için bir övünç kaynağı olduğunu vurgulamıştır.

Kahramanımız Eşmelilerin gönlünde adını taşıyan Şehit Ali Bey mahallesinde bulunan şehitliğinde yatmaktadır. Mezarının yeri dört defa değişmiştir. Bu vesileyle biz de memleketi uğruna savaşıp canlarını hiçe sayan tüm kahramanlarımızı saygı ile ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.

 

Resim1: Şehit Ali Bey’in Üzerinde Bulunan  Kanlı Mektup Arka yüzü

Resim2: Şehit Ali Bey’in Üzerinde Bulunan  Kanlı Mektup ön yüzü

Resim 3: Şehit Ali Bey

Resim 4: Mareşal Fevzi Çakmak Şehit Ali Bey’in Müfrezesini göreve uğurlarken

1 Haziran 1996 Tarihli Gazete Ege'nin Şehit Ali Bey'in Mezarının Taşınması İle İlgili Haberi

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Banazda Kuzu Kokoreç Yalçın  Kokreçte Yenir
Banazda Kuzu Kokoreç Yalçın Kokreçte Yenir
Tarihi Eser Kaçakçıları'na Uşak Jandarmasından Operasyon
Tarihi Eser Kaçakçıları'na Uşak Jandarmasından Operasyon